Veri Hızındaki Gelişmeler Sadece Bir Başlangıç

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, büyük veri, yapay zekâ, nesnelerin interneti ve siber güvenlik gibi konuların konuşulduğu SmartCon 2018 Konferansına ev sahipliği yaptı. Programda konuşan BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, veri işleme hızının her geçen gün arttığına dikkat çekti.

SmartCon 2018 Konferansı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu merkez yerleşkesinde yapıldı. Programa BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Fujitsu Kurumsal Hizmetler ve Çözümler Direktörü Cengiz Yeker’in yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

Veri işleme hızlarında yaşanan hızlı gelişmelerin 7’den 70’e herkesin hayatını çok fazla etkilediğine dikkat çeken BTK Başkanı Sayan, “Bu gelişmeler sadece başlangıç,  çok daha büyük bir değişim bizi bekliyor. Sayısal teknolojiler insanlık tarihinde nadir görülen iki gelişmeyi ortaya koydu. Birincisi yapay zekânın ortaya çıkması. İkincisi tüm dünyanın sayısal bir şebeke ile birbirine bağlanması. Bunlardan sadece birinin ortaya çıkması büyüme beklentilerimizi bu kadar köklü bir şekilde etkilemezdi. Ancak bu iki unsurun bir araya gelmesi fiziki iş yapma şekillerini tamamen değiştiren endüstri devriminden beri ortaya çıkan en önemli gelişmedir” dedi.

Ekonomik büyüme ve kalkınmanın teknolojik gelişmelere bağlı olarak geliştiğini hatırlatan Sayan, “Teknoloji geliştirmeyi başarabilen ve geliştirdiği teknolojileri etkin kullanabilen ülkeler ilerleme yarışında rakiplerini geride bırakırken bunu başaramayan ülkeler her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale geliyor. Artık öyle bir çağdayız ki küresel ölçekte yaşanan büyük teknolojik ve dijital dönüşüm çok fazla sayıda kişinin, sistemin, nesnenin birbirine eş zamanlı olarak bağlı olmasını gerektiriyor. Bilgiye erişimin ve bilgi aktarımının çok kolay ve hızlı olarak gerçekleştiği bu çağda baş döndürücü bir hızla gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri sadece ekonomik ve sosyal hayatta önemli değişiklikler yaratmıyor. Bireyler, kurumlar ve devletler için de yeni fırsatlar ve olanaklar doğuruyor. İşte bu fırsat ve olanakları etkili kullanabilenlerden olabilmek için düzenleyiciler olarak bizlere, teknoloji geliştirenler ve kullananlar olarak sizlere kısacası hepimize büyük görevler düşüyor” şeklinde konuştu.

Yıkıcı Teknolojiler Hayatımıza Daha Hızlı Giriyor

Büyük veri, yapay zekâ, nesnelerin interneti, bulut bilişim gibi kavramların bundan on yıl önce konuşulmadığını ileten Sayan, “Bu kavramların hayatımıza bu kadar hızlı girmesinin bir sebebi de klasik teknolojiler olmaktan ziyade yıkıcı teknolojiler olması. Genel anlamda çoğu teknolojik gelişme mevcut pazar yapılarını ihtiyaca göre yavaş yavaş şekillendirirken “yıkıcı teknoloji” olarak adlandırılan bu teknolojiler mevcuttan farklı değerlere sahip, yepyeni bir pazar yapısını hızlıca oluşturuyor. Bu hızlı oluşum mevcut kurallar yerine kendi kurallarını tanımladığı için klasik teknolojik gelişime göre daha da ivmelenmiş bir şekilde hayata geçiyor” sözleriyle bugün gelinen nokta hakkında bilgi verdi.

Başkan Sayan, son günlerde adını sıkça duyduğumuz yapay zekâ teknolojisi hakkında da konuştu. Bilim adamlarının konuyla alakalı uzun yıllardır kafa yorduğunu ifade eden Sayan, “Yapay zekânın ilk uygulamalarının kamuoyunun gözlerinin önüne serilmesi ile birlikte ise bir anda dünyanın odağına oturduğunu gördük. Dünyanın her tarafında devlet başkanları seviyesinde belirlenen politikalar ile yapay zekâ konusundaki çalışmaların hızlandırıldığını görüyoruz. Yakın zamanda Avrupa Birliği de Avrupa’yı yapay zekâ yarışında tutmak için yapılması gerekenlere ilişkin bir Beyaz Kitap yayımladı. Avrupa Birliği yapay zekâ araştırmalarında geri kaldığını kabul ediyor ve 2020’ye kadar 20 milyar avro destekle dünyanın geri kalanına yetişmeyi hedefliyor” ifadelerini kullandı.

Ufuk2020 Programları Yapay Zeka Konusunda Çok Önemli

Avrupa’nın 5G konusunda aktif olarak kullandığı ve Türkiye’nin de bir parçası olduğu Ufuk2020 programlarının yapay zeka konusunda önemli bir araç olduğunu belirten Sayan, “Türkiye olarak gerek Avrupa, gerekse dünyanın diğer süper güçleri ile her konuda olduğu gibi yapay zekâ konusunda da yakın temasımızı sürdürmemiz ve teknoloji yarışında geride kalmamak için başta insan kaynağı olmak üzere tüm kaynaklarımızı seferber etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Diğer yandan yapay zekânın yıkıcı etkilerine ilişkin uzmanların uyarılarını da göz ardı etmememiz gerekiyor. Şubat ayında Cambridge, Oxford gibi saygın üniversitelerden araştırmacılar bir araya gelerek yapay zekânın kötü amaçlı kullanımlarına ilişkin detaylı bir rapor yayımladılar. Rapor yapay zekânın kötüye kullanıldığında, dijital güvenliğimizi, fiziksel güvenliğimizi ve son olarak dünyamızın siyasal istikrarını ne kadar olumsuz yönde etkileyebileceğini gözler önüne seriyor” sözleriyle konunun önemine dikkat çekti.

Sayan, yapay zekanın yol açabileceği sorunları Cambridge Analytica örneğini vererek şu sözlerle açıkladı: “Aslında bu kötü kullanımın bir örneğini çok yakın bir geçmişte gördük. Kullanıcıların Facebook verilerini izinsiz kullanmasıyla gündeme gelen Cambridge Analytica skandalı kapsamında ortaya çıkan bilgiler Cambridge Analytica firmasının yapay zekâ temelli öğrenme algoritmaları kullanarak; Herhangi bir Facebook kullanıcısının sadece 68 beğenisi üzerinden; deri rengi, cinsel yönelimi ve hangi partiye oy vereceği gibi hassas kişisel bilgileri %85 doğrulukla ölçmeyi başardığını gösterdi. Hatta söz konusu firma her Facebook abonesinin davranış özelliklerini; 70 beğeni ile arkadaşından, 150 beğeni ile ailesinden, 300 beğeni ile eşinden ve bir miktar daha fazlasıyla ise kendisinden bile iyi tanımlayabildiğini ifade etti. Şüphesiz Cambridge Analytica skandalı yapay zekâ ve büyük veri açısından çok da olumlu bir örnek olmasa da yapay zekânın potansiyelini göstermesi açısından ufuk açıcı ve şaşırtıcı bir örnektir.”

Veri Yapay Zekanın Hammaddesidir

Bir başka önemli konu olan veriyi, yapay zekanın ham maddesi olarak tanımlayan Başkan Sayan konuşmasında, “Yapay zekâ teknolojileri yıllardır var olmasına rağmen, inanılmaz hızlarda ilerlemesine olanak tanıyan olgu verilerin yani yapay zekânın hammaddesinin patlamasıdır. Her gün Google’da, Google’ın yazım hataları ve arama tercihlerimizden öğrenebileceği gerçek zamanlı bir veri seti sağlayan milyarlarca arama yapıyoruz. Bu büyük veri bir diğer yıkıcı teknoloji olan bulut bilişim çözümleriyle depolanıyor, yeni ve daha akıllı sistemler aracılığıyla işleniyor ve nihayetinde anlamlı sonuçlara çevriliyor. Ürün geliştirenler bu büyük veriyi teknolojik gelişim için kullanarak bu veriden elde ettikleri sonuçları daha iyi çalışan ürünler tasarlamak için kullanıyor” ifadelerine yer verdi.

TÜSİAD Başkanı Bilecik: Teknolojik Değişime Direnenler Elenir

Başkan Sayan’ın ardından konuşan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik de “Teknolojik Değişimin Getirdiği Dalgalarla Sörf” adlı bir sunum yaptı. Değişimi hayatın karşı konulamaz bir gerçeği olarak nitelendiren Bilecik, “Değişime direnenler elenir, uyum sağlayanlar ayakta kalır. Teknoloji, yaşam tarzlarımızı, iş yaşantılarımızı değiştiren, etkileyen unsurlardan bir tanesidir. Bu gelişmeler inanılmaz boyutuyla da 4. Sanayi Devrimi’ni oluşturuyor. Bu çağda ayakta kalmanın tek yolu değişimdir” dedi. 

Fotoğraflar