TEKNOLOJİ MEDENİYETLERİN, SANATIN VE BİLİMİN ANASIDIR

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, Turkcell tarafından düzenlenen Teknoloji Zirvesi’nde konuştu. Sayan, dünyayı baş döndürücü bir hızla kuşatan teknolojinin önemine değinerek, zararlı yönlerinin nasıl bertaraf edilmesi gerektiği hakkında da açıklamalarda bulundu.

Turkcell’in 9.’sunu düzenlediği Teknoloji Zirvesi İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Bu yıl “Türkiye.Bugün.Şimdi” sloganıyla düzenlenen zirveye, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ile Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu gibi isimlerin yanı sıra yapay zeka konusunda dünyanın öncü isimlerinden Profesör Stuart J. Russell, GSM Operatör Birliği (GSMA) Genel Direktörü Mats Granryd, IBM Watson ve Bulut Platformu Portföyü’nden Sorumlu Başkan Yardımcısı Rob High ile TBWA Global Kreatif ve İçerik Direktörü Theodor Arhio da katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, insanlığın tarihi boyunca teknoloji ile hayatı kolaylaştırma yollarını aradığını söyledi. İletişim teknolojileri, bilgisayarlar ve sensörlerin tüm dünyayı baş döndürücü bir hızla kuşatmaya başladığını vurgulayan Sayan, “Teknoloji Allah’ın bize bir armağanıdır. Hayat nimetinden sonra belki de bize verilen en büyük lütufların biri teknolojidir. Teknoloji medeniyetlerin, sanatın ve bilimin anasıdır” sözleriyle teknolojinin öneminden bahsetti.

Son dönem eğilimler ışığında önümüzdeki yılların gündemini meşgul etmeye devam edecek Sanayi 4.0, IoT, blockchain, akıllı şehirler, yapay zeka, büyük veri analitiği, robotik uygulamalar ve siber güvenlik gibi kavramların ve teknolojilerin hemen hemen tamamının iletişim sektörü ile yakından ilgili olduğunu belirten Başkan Sayan, “Bizim neslimiz muhtemelen tarihteki en muazzam olaylardan bir kaçına şahit oluyor. Bunlardan biri gerçek bir makine zekâsının oluşturulması, diğeri ise gezegenimizin tüm ekonomik paradigmalarını değiştirecek şekilde insanlığın ortak bir sayısal şebeke ile birbirine bağlanması. Bu açıdan, iki önemli hedefimiz var: Ülkemizde üretilen verinin teknik bir zorunluluk olmadığı sürece yurtdışına çıkarılmamasını sağlamak, ve ülkemizi bölgesel olarak bir veri merkezi haline getirmek için cazip koşulları oluşturmak” dedi.

KİŞİSEL VERİLERİN YANLIŞ ELLERE GEÇMEMESİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

Teknolojinin kritik noktalarına da dikkat çeken Sayan, son günlerde veri ihlalleri ile gündeme gelen Facebook hakkında da şöyle konuştu: “Büyük veriyi kullanan Facebook, Google ve Twitter gibi küresel firmaların kullanıcılarının kişisel verilerinin korunması konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Büyük şirketlerin kullanıcılarına karşı daha dürüst ve daha şeffaf olmaları gerekiyor. Aksi halde testi kırıldıktan sonra ne kadar uğraşırsanız uğraşın kırılan testiyi yapıştırmak mümkün değil. Kişisel verilerimizin kullanılarak davranış biçimlerimizin ve karar alma mekanizmalarımız dahil davranış bilimine göre incelendiğini, algoritmalar ile algıların yönetilmeye çalıştığını gördük. Bir yandan verimizi tamamen sömürürken bunu ifade özgürlüğünü savunduklarını söyleyerek yapan şirketlerin maskesi düşmüştür. Bizlere ise vatandaşlarının haklarını dev internet firmalarına karşı korumak için daha fazla rol düşüyor. Büyük bir gelişmeden söz ediyoruz ancak 50 milyon kullanıcıya ait verilerin bir  firma tarafından politik bir kampanyada kullanılması, algılarımızın nasıl yönetildiğini görmek teknolojik ilerlemenin her dikkat edilmesi gereken özellikleri de barındırdığını da gösteriyor. Sıradan bir kullanıcı telefonuna veya bilgisayarına yüklediği uygulamaların arka planda ne yaptığının pek farkında değil. Kullanıcılara Facebook gibi dijital platformlarda kişisel verilerini paylaşmamaları noktasında yapılacak uyarıların hedef odaklı olması gerekir. Davranışsal iletişim noktasında kitleleri olumsuz ifadelerle uzaklaştırma çabası yerine tehlikeyi göstermek bilinçlendirme adına daha etkili olacaktır.”

İnterneti bir okyanus olarak nitelendiren Sayan, “İnternet ortamı ve bunun faydalarını anlatırken, ülkenin genişbant altyapısının her haneyi kapsayacak şekilde düzenlemeler getirirken, adeta ticari bir meta haline getirilmeye çalışılan vatandaşlarımızın kişisel verilerinin yanlış ellere geçmemesi için hem bilinçlendirmeye hem de düzenlemelerimizi yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Başkan Sayan uluslararası siber güvenliğimizin kontrolünü sağlayan USOM’un çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: “Özellikle akıllı telefon kullanıcılarının güvenliğini ve vatandaşların kişisel bilgilerinin mahremiyetini tehlikeye atan uygulamalara karşı çalışmalar gerçekleştirdik. Bu çerçevede incelediğimiz 25 adet mobil rehber uygulamasının rehberinizdeki bilgilere erişmenin yanı sıra; 5 tanesinin SMS’lere, 7 tanesinin görüşme kayıtlarına, 2 tanesinin telefonun kamerasına, 4 tanesinin konum bilgilerine ulaşabildiğini tespit etmiş durumdayız. Yine bu uygulamalar içinde kullanıcının SİM kart bilgilerine, IMEI numarasına ve mikrofonuna erişen ve arama yönlendirme veya aramayı iptal etme işlemleri yapan uygulamaları tespit ettik”

SANALLAŞTIRILMA BİRÇOK FAYDA SAĞLAYACAK

İletişim sektörü ile ilgili öngörülerini de paylaşan Sayan, “Mobil uç ya da son birim haberleşmesi veya çoklu erişim uç birim haberleşmesi denen mimari ile şebekeleri yormayan radyo ya da erişim şebekesi seviyesinde oluşturulan çözümler, yazılım tabanlı şebekeler ve şebeke fonksiyonlarının sanallaştırılması gibi yenilikler birçok faydayı da beraberinde getirecek diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Yapay zekanın ilerleyişi hakkında da konuşan Sayan, “Geçtiğimiz birkaç yıl içinde yapay zeka alanında çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Yapay zeka sürücüsüz arabaların, akıllı binaların, medikal robotların, akıllı eğitim sistemlerinin ve daha bir çok uygulamanın geliştirilmesinde kullanılıyor. Üretim alanında kullanıldığında; otomasyon sağlıyor, daha akıllı, daha hızlı, daha ucuz süreçler kullanılmasını ve dolayısı ile verimliliğin arttırılmasını sağlıyor, sahip olduğu bu potansiyel ile de ekonomik gelişmeyi arttırabilecek bir alan olarak görülüyor” açıklamalarında bulundu.

TEKNOLOJİK GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI İÇİN ADIMLAR ATMALIYIZ

Teknolojinin hem hayatı kolaylaştıran hem de tehlikeli bir yönü olduğunun altını çizen Sayan, “Bir taraftan yeni teknolojilerin hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına, bu teknolojilerin nasıl daha erişilebilir hale getirileceğine kafa yormamız gerekirken, diğer taraftan da bu yeni teknolojilerin güvenliğinin nasıl sağlanması gerektiğini düşünmemiz ve bu doğrultuda adımlar atmamız da gerekiyor” dedi.

Sayan bu konuyla ilgili yaptıkları çalışmalardan da bahsetti: “Kurum olarak Bakanlığımızın belirlediği politikalar çerçevesinde bu alandaki çalışmalarımız, sektörümüzün de katkılarıyla yoğun olarak devam ediyor. Bu alanda özellikle siber tehditlerin en erken biçimde tespiti için geliştirdiğimiz AVCI, AZAD ve KASIRGA gibi uygulamalarımızda yapay zeka, makine öğrenmesi ve büyük veri analizi teknolojilerini kendi iç kaynaklarımızla geliştirdiğimiz yerli ve milli çözümlerimizde kullandığımızı da memnuniyetle belirtmek isterim. Siber güvenlikte hedefimiz en zor hedeflerden biri olmak.”

BİT SAYISAL EKONOMİ VE SAYISAL TOPLUMUN OMURGASIDIR

Teknolojinin insanların hayatını kolaylaştırmada önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Sayan, “Teknolojiyi üreten ülkeler arasında yer almak için bizlere büyük görevler düşüyor. Kurum, kuruluş ve şirketlerin ortak çalışmalarda bulunarak bir sonraki adıma yön vermeleri ile birlikte güçlü Türkiye olma yolunda önemli adımlar atılıyor. Kurumumuzun her türlü düzenlemeyi yaparken şiar edindiği ve benimde sıklıkla dile getirdiğim bir cümle var; “Bilgi ve İletişim Teknolojileri sayısal ekonomi ve sayısal toplumun omurgasıdır” dedi.

5G’NİN POTANSİYELİNİ ARTTIRAN TEKNOLOJİLERİ BİR ARAYA GETİRİYORUZ

Sayan’ın gündeminde ülkelerin büyük bir yarış içerisinde olduğu ve Türkiye’nin de bu konuda büyük atılımlar yaptığı 5G de vardı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve BTK gayretleri ile kurulan 5GTR Forumu’ndan bahseden Sayan, “5G ve Ötesi teknolojilere mümkün olan en yüksek ölçüde yerli ve milli imkanlarla geçmek için çalışıyor. Bu anlamda, 5GTR Forum bünyesinde 5G ve ötesi teknolojilerin potansiyelini artıran yeni bilgi ve iletişim teknolojileri ile bunlardan faydalanacak dikey sektörleri bir araya getiriyoruz.  5G Vadisi Açık Test Sahası;başta Turkcell ve diğer mobil operatörlerimiz ve üniversitelerimiz ile  elektronik haberleşme sektörünün tüm paydaşları için yeni ARGE fırsatlarına olanak sağlayacak, kamu-üniversite-işletmeci-sanayi işbirlikleri bağlamında araştırmalar ve projeler yürütülmesine imkân sağlayacak, ekosistme katma değeri yüksek iş imkânları oluşturarak istihdama katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

Konuşmasını “Dünyanın düşleyenlere de ihtiyacı var, yapanlara da. Ama düşlediğini yapanlara daha çok ihtiyacı var” sözüyle noktalayan Sayan, “ Turkcell Teknoloji Zirvesinin başarılı bir etkinlik olmasını, sektörümüzün büyümesi, gelişmesi ve yerli ve milli çözümlerin geliştirilmesi için bir vesile olmasını diliyorum” dedi.

BAKAN ÖZLÜ: TÜRKİYE’NİN PETROLÜ TEKNOLOJİDİR

Düzenlenen zirvenin hem bugünü hem de geleceği ele alması açısından başarılı olduğunu dile getiren Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de yaşanan teknolojik gelişmelerle ilgili “Sanayi 4.0 ve 5.0, üretimden ekonomiye, tüm hayatımızı kuşattı. Bir zamanların film konusu olan teknolojiler artık hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi. Biz bu konuda eğer eksiklerimizi görmezsek sadece geleceği değil bugünümüzü de kaçırmış oluruz” ifadelerini kullandı.

Siber güvenlik, nesnelerin interneti, büyük veri, gibi kavramların günümüzde çok önemli olduğunu vurgulayan Özlü, “ ‘Türkiye Yapar’ sözünü her alanda haykırmak istiyoruz. Türkiye her şeyi başaracak güçte bir ülke. Sadece ‘Türkiye Yapar’ deyip bırakmayacağız. Her şeyi yapabilmesi için tüm yapı taşlarını döşeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Teknolojiyi sadece izleyerek değil ancak geliştirerek ilerleyişin sağlanacağının altını çizen Özlü, “Türkiye’nin petrolü teknolojidir. Altın madeni, program ve yazılım üreten gençlerimizdir. Yapay zekânın Einstein’larını el üstünde tutacağız” dedi.

BAKAN ARSLAN: SİBER GÜVENLİK GELECEĞİN SAVAŞ ALANI

Teknolojinin yaşadığımız asırda bizi hiç olmadığı kadar dönüştürdüğüne dikkat çeken Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ise teknolojinin dokunmadığı tek bir alanın bile kalmadığını hatırlattı. Nesnelerin interneti, endüstri 4.0, yapay zeka, sanallaştırma, akıllı şehir, akıllı ulaşım gibi kavramların hayatı şekillendirdiğini aktaran Arslan, “Biz 4.0’ı tartışırken yakın gelecekte insan 2.0’ konuşuyor olacağız. Keza insanlığı; beyin kontrolü, yapay organ üretimi, yapay zeka, iklim değişikliği gibi konularla bambaşka bir boyuta geçeceğini öngörüyorum” dedi.

İnternetin sadece bir bağlantı aracı olmaktan çıktığını hatırlatan Bakan Arslan, konuşmasında yapay zeka ile ilgili “Araştırmalara göre 2051 yılında pek çok şeyi ve 2136 yılında da insanların sahip olduğu tüm meslekleri yapay zekalar yapar hale gelecek. Haberleşme yapay zeka ile yönetilecek. İnsanların zihinlerinden geçirdikleri şeyler anında yerine getirilecek. Stephen Hawking’in de dediği gibi yapay zekalı makineler insan ırkının sonunu getirebilir. Bu yüzden yazılım alanlarındaki güvenliğimiz çok önemli. Bakanlığımızın da hassas olarak çalıştığı siber güvenliğin geleceğin savaş alanı olduğunu unutmayalım” açıklamalarında bulundu.

Programın ev sahipliğini yapan Turkell’in CEO’su Kaan Terzioğlu da teknolojinin önemi hakkında konuştu. Teknolojinin gelişim süreçlerinden bahseden Terzioğlu, “Güç 3. Sanayi Devriminde petroldü. Ancak günümüzün petrolü data” dedi.

Teknoloji ile ilgili pek çok konunun değerlendirildiği ve yoğun bir katılımla yapılan zirvede Türkiye’nin teknolojide geldiği konum ve Türkiye’nin neleri başardığı masaya yatırıldı.

Fotoğraflar