“Bilgi ve İletişim Sektörü Uçsuz Bucaksız Bir Yol”

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ev sahipliğinde, Ericsson tarafından “Yeni Teknolojiler Semineri” düzenlendi.

1890’lı yıllardan bu yana teknoloji alanında faaliyet gösteren Ericsson, BTK ev sahipliğinde “Kobi Eğitimleri” düzenledi. Başkan Dr. Ömer Fatih Sayan, programa video konferansla katıldı. Ericsson Türkiye’nin, ülkemizin yabancı sermayeli ancak en köklü telekomünikasyon tedarikçisi konumundaki şirketlerinden biri olduğuna dikkat çeken Sayan, “Teknoloji kavramı, kelime anlamı olarak, insan hayatını kolaylaştıran teknik ve yöntemlerin tümünü ifade ediyor. Günlük yaşantımızda ise teknoloji sözcüğü bilgi ve iletişim ile özdeşleşmiş durumda. Öyle ki, yeni teknoloji denildiğinde akla ilk olarak haberleşme ve bilişim alanındaki gelişmeler geliyor. Bunun böyle olması aslında çok doğal; çünkü bilgi ve iletişim teknolojileri günlük hayatı ve toplumların kültürlerini şekillendirmekte, yeni toplumlar inşa etmektedir. Sizler, toplumu dönüştüren bu teknolojileri üreten, bunun için Ar-Ge yapan ya da teknolojinin hayata geçirilmesi için üretim yapan taraftasınız. Biz ise teknolojinin kullanımı ve kamu yararı için kurallar oluşturan, ilgili tarafları koordine eden taraftayız” şeklinde konuştu.  

Bilgi ve iletişim sektörünün uçsuz bucaksız bir yol olduğunu söyleyen Sayan, “Teknolojinin 18’inci yüzyılın son 10 yılında telgrafın ortaya çıkması ile başlayan yolculuğu 19’uncu yüzyılın ortalarında telefonun bulunması ile devam etti. Yolculuk daha sonra temel olarak, 2G, 3G, 4.5G durakları ile ilerlemeye devam ederken, bugün 5G durağındayız. Yaklaşık her 10 yılda, yeni bir teknolojik sıçrama ile yolculuğumuz devam ediyor. Teknolojik gelişimin bu serüveninde biz ülke olarak neredeyiz diye baktığımızda, iki temel tespit yapabiliriz dedi ve ekledi: “Birinci boyutu; Ülkemizin bilişim sektörünün gelişimine verdiği önemin bir sonucu olarak, bugün en ileri teknolojileri kullanmaya en hızlı adapte olan ülkelerden biriyiz. 4.5G yetkilendirmelerinden sonra operatörlerimiz en ileri teknoloji ile hizmet vermeye başladı. Dünya daha 5G teknolojisini konuşurken, biz yaptığımız 4.5G yetkilendirme ihalelerinde, 5G teknolojisinin geliştirilmesi ile birlikte yeni bir yetkilendirme yapmadan 5G teknolojisinin de kullanılmasına imkan sağladık. Bugün dünyanın herhangi bir ülkesinde üretilen bir bilişim cihazını, ertesi gün ülkemizde kullanma imkanı buluyoruz ve her birimizin kullandığı mobil telefonlar, bilgisayarlarımız, evimizde ya da iş yerlerimizde kullandığımız herhangi bir bilişim cihazı, bilgi teknolojileri ve iletişim çağında bizlere sayısız kolaylıklar sağlıyor. Yeni teknolojilerin bu faydalarının bilincinde olarak, yeniliği, yenilikçiliği teknolojik gelişmeleri destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz. Konunun ülkemiz açısından çok önemli olduğunu düşündüğüm ikinci boyutu ise; bugüne kadar maalesef çok fazla bir gelişim gösteremediğimiz üretimle ilgili boyutu” ifadelerini kullandı.

Bir gün önce düzenlenen “Bilişim 500 Ödül Töreni” ile ilgili de konuşan Başkan Sayan, “Şirketlerimizin başarısı, satışlarındaki gelişmeler gerçekten vatandaşlarımızın bilişim sektörüne olan talebini de net bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak elektronik haberleşme sektörü özelinde baktığımızda işletmecilerimizin şebekelerinde kullandıkları ürünlerin tamamına yakınının ithalat yoluyla karşılandığını görüyoruz.  Bu durum diğer bilişim sektörünün alt segmentleri için de geçerli. En büyük 500 bilişim şirketimizden birçoğunun misyonu ürün satmaya yönelik olabilir ancak bizim ve ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin bu ülkede sattığımız herhangi bir ürünün hangi parçasını ya da hangi bileşenini yerlileştirebileceğimizi de düşünmemiz, buna göre yerliliğe katkı sağlamamız gerekiyor. Nitekim ülkemizin geleceği açısından bu konunun önemi tüm kamu idaresinde kabul görmüş durumda ve bu bilinç her geçen gün artmaya devam etmektedir. Dolayısı ile tüm şirketlerimizin de bu bilinçle hareket etmeleri ve yerli üretimin geliştirilmesi hedefine katkı sunmaları en temel beklentilerimiz arasında yer almaktadır” açıklamalarında bulundu.

Türkiye Teknolojiyi Üreten Ülkelerden Olmalıdır

Türkiye’nin artık teknolojiyi sadece kullanan değil, üreten ülkeler arasında da yer alması gerektiğine dikkat çeken Sayan,  “IP tabanlı yeni nesil haberleşme hizmetleri ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin gelişmesi, 5G mobil teknolojilerin tasarlanması ve geliştirilmesine yönelik çalışmaları hızlandırmıştır. 5G teknolojisi, yakın geleceğimizi biçimlendirecek olan nesnelerin interneti, M2M, endüstri 4,0 ve dikey sektörler kavramı ile doğrudan ilintilidir. Yüksek veri hızı, düşük gecikme süreleri, daha fazla veri kapasitesi, enerji ve maliyet verimliliği unsurları ile 5G; dikey sektörler olarak adlandırılan enerji, otomotiv, sağlık, enerji, kent­leşme, tarım ve eğlence gibi sektörlerde ciddi değişimlerin yaşanmasına olanak sağlayacaktır. Akıllı şehirler, gelişmiş bulut bilişim uygulamaları, online eğitim ve sağlık hizmetleri, arttırılmış gerçeklik aplikasyonları, sanayi otomasyonları ve akıllı fabrikalar 5G ile ulaşılabilir olacaktır. Kurum olarak, 5G’nin öneminin ve getireceklerinin farkında olarak 5G’ye geçiş ve yeni teknolojilerin benimsenmesine verdiğimiz önemle ülkemizin yerlilik ve millilik politikalarını bir potada erittik ve nihai olarak elektronik haberleşme altyapısının yerli ve milli imkanlar ile geliştirilmesini ana hedeflerimizden biri haline getirdik” sözleriyle bilgi teknolojilerinin önemini bir kez daha vurguladı.

Yerli ve milli elektronik haberleşme altyapısının Türkiye açısından çok olumlu sonuçlar ortaya çıkaracağını bildiren Sayan, “ Özellikle son 1.5 yıl içerisinde de, yerli ve milli üretim yeteneğimizin geliştirilmesi amacıyla ekosistemin tüm paydaşlarını içerecek şekilde koordinasyon ve işbirliği çalışmalarımızı yürüttük. 5GTR Forum’un kurulması, 5G Vadisi Açık Test Sahası Protokolü ile 5G ve Ötesi Ortak Lisansüstü Destekleme Programı Mutabakat Zaptının imzalanması, Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK), Uçtan Uca Yerli Ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi bu çalışmalarımız ürünü. Üretici firmalar ile birlikte yerli üretim adına neler yapılabilir gayesi ile yürütülen çalışmalar neticesinde, Kurumumuzun koordinasyonu ve desteği ile 22 Mart 2017’de OSTİM bünyesinde Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi kuruldu. HTK’nın bugün 110’dan fazla üyesi var ve bu firmalar sahip olduğu 7000’den fazla çalışanıyla yazılımdan donanıma birçok yüksek teknoloji ürünü yerli ve milli imkanlar ile üretebilecek kapasiteye sahip. HTK üyesi firmalardan 17’si ve 3 mobil operatörümüzle yürütülen çalışmalar neticesinde, uçtan uca 5G projesinin geliştirilmesi amacıyla bir proje geliştirilmiş ve TÜBİTAK desteği ile proje çalışmaları devam etmektedir. Proje yapısı itibariyle, üreticileri, işletmecileri (ihtiyaç sahibi) ve düzenleyici otoriteyi bir araya getirmesi açısından bir ilke imza atmıştır” bilgilerini katılımcılarla paylaştı.

Başkan Sayan konuşmasında Ulak projesi ile ilgili de konuştu. “Sadece ULAK değil, 5G projesi kapsamındaki şirketlerimizin ürünlerinin her biri, rekabetçi ve kaliteli ürünleri teknoloji alanında üretim yapılması konusunda önümüzde bir engel olmadığının ispatı niteliğindedir” diyen Sayan, 5G şebekesinin yerli ve milli imkânlarla oluşturulması, cari açığın azaltılması, istihdam sağlanması, beyin göçünün önüne geçilmesi açısından büyük öneme sahiptir.  Ancak konu bununla sınırlı değil. Küresel eksende en önemli değer olan “veri”nin başka bir deyişle ülkemizin verilerinin korunması da çok mühim bir konu. Bir ülkenin haberleşme şebekesi altyapısı ne kadar milli ise veriler o kadar güvendedir, diyebiliriz. Özellikle ülkemizin jeopolitik konumu, global siyasi koşullar, yaşadığımız terör olayları ve hain planlar sonucu çok yakın geçmişte yaşadığımız olaylar düşünüldüğünde verilerimizi korumanın milli güvenlik açısından ne kadar ehemmiyetli bir mesele olduğunu rahatça görebiliriz. Ülkemizin güvenliği için, vatandaşlarımızın veri gizliliği için kendi haberleşme şebekemizi kurmak durumundayız. Çok yakın gelecekte geçiş yapacağımız 5G teknolojisi şebekesini Ülkemizin güvenliği için, vatandaşlarımızın veri gizliliği için yerli ve milli imkanlarla kurmak durumundayız” çağrısıyla sözlerini noktaladı.

Programda Kurum Başkan Yardımcısı Gazali Çiçek de bir konuşma yaptı. Yapılan çalışmaların çok değerli ve dünya çapında olduğunu dile getiren Çiçek, “Yerli ve milli imkanlarla nasıl üretim yapacağımızın peşindeyiz. Bu konuyla ilgili bazı projelerde yerli firmalarla çalışma zorunluluğu getirdik. Biz “yerli ve milli” vurgusunu popüler bir söylem olduğu için kullanmıyoruz. Tüm bunları konuşurken somut olarak neler yapabileceğimizi de ortaya koymaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.