Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi BTK’da Başladı
Türkiye Bilişim
Derneği tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’nde
siber güvenlik konusu masaya yatırıldı.
Zirvenin açılışına
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan katıldı.
Dijitalleşmenin etkileri hakkında konuşan Sayan, “Teknolojide yaşanan
gelişmeler, ülkelerin siber güvenlik kabiliyet ve kapasitelerinin gelişmesine
katkı sağlarken, siber tehditler, tüm dünyanın üstesinden gelmesi gereken ortak
sorun olarak ortaya çıkıyor” dedi.
Siber güvenliğin öneminin her geçen gün daha çok
anlaşıldığını belirten Sayan, “Dünyada yaşanan olaylar, toplumların siber
saldırılara karşı ne kadar hassas olduğunu ve doğru bir biçimde hazırlanılmazsa
bu saldırıların sonuçlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini gözler önüne sermiş
durumda. Ülkemizin Kuzeyinde yaşanan savaş öncesinde, Ukrayna’nın özellikle
kamu kurumlarını ve finans sektörünü hedef alan siber saldırı dalgalarına maruz
kaldığına, dünya olarak şahit olduk. Fakat şu unutulmamalıdır ki Ukrayna’da
yaşanan siber saldırılar, mevcut konjonktüre özgü değil” uyarısında bulundu.
Bakan Yardımcısı
Sayan: Siber Güvenlik Milli Güvenliğin Ayrılmaz Bir Parçası
Savaşların artık hava, kara, deniz ya da uzay yoluyla
değil siber ortamda yapıldığına değinen Sayan, “Bakanlık ve BTK olarak biz
siber güvenliği milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. 2020-2023
Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ile belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirme
noktasında hız kesmeden çalışmalarımız devam ediyor. Değişen ortam ve gelişen
teknoloji de düşünülerek hazırladığımız stratejimizde; ülkemizin kısa vadeli
ihtiyaçlarının yanı sıra uzun vadede karşılaşılabilecek ihtiyaçları da dikkate alıyoruz”
sözleriyle yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Bu anlamda USOM’un faaliyetlerine değinen Sayan, “USOM,
7/24 prensibiyle ülkemizi siber saldırılara karşı korumak için siber
sınırlarımızda nöbetine aralıksız devam ediyor. Son teknoloji ile donatılmış
USOM, BTK’nın operatörlerle olan işbirliği kapsamında da gerekli olan
aksiyonları alıyor. Bunun yanı sıra; USOM tamamen yerli ve milli şekilde
geliştirdiği yazılımlarla da siber güvenlik faaliyetlerini sürdürüyor. KASIRGA
yazılımı sayesinde ülkemizde bulunan 16 milyon IP aralıksız olarak taranırken,
devamında ATAMACA isimli yazılım sayesinde açıklıklar tespit edilerek gerekli
işlemler yürütülüyor. Bu yazılımların yanında tehdit istihbaratı, zararlı
yazılım analizi gibi konularda da AVCI, AZAD, KULE gibi yerli ve milli çözümler
kullanıyoruz” sözleriyle yerli ve milli üretimin önemine bir kez daha dikkat
çekti.
Sayan konuşmasını, Türkiye
Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu’nun sonuçlarından
bahsederek noktaladı.
Başkan Karagözoğlu: Çağımızın Altını Veri
Programa çevrim içi
katılan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah
Karagözoğlu da teknolojinin riskleri ve fırsatları hakkında konuştu. Bireyler,
şirketler, kritik altyapılar ve devletlerin ciddi siber tehdit altında olduğuna
dikkat çeken Karagözoğlu, “Siber güvenliğin sağlanması artık sadece
teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı alanlardaki tehlikeleri bertaraf etmek
için bir ihtiyaç değil. Siber güvenlik artık, sosyal ve ekonomik hayattaki
bağlantılı riskler nedeniyle, Milli Güvenliğin de bir parçası ve milletlerin refahını
etkileyen büyük bir faktör haline geldi. Bu nedenle bir taraftan yeni
teknolojilerin hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına, bu teknolojilerin nasıl
daha erişilebilir hale getirileceğine kafa yormamız gerekiyor” dedi.
Karagözoğlu, “Biz
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak, bir yandan ülkemizdeki
elektronik haberleşme sektörüne yönelik regülatif anlamda görevlerimizi yerine
getirirken bir yandan da ulusal siber güvenliğin sağlanmasına yönelik
faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
Veriyi çağın altını
olarak nitelendiren Karagözoğlu, “Elimizdeki verinin saldırılardan korunması
için teknolojik ve yasal zeminde bazı önlemlerin alınması bir tercih olmaktan
daha öte bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Bilginin işlendiği/üretildiği
andan, imha edildiği ana kadar olan bu süreçte yer alan tüm aktörlerin, bilgi
güvenliğinin sağlanması konusunda sorumlulukları bulunduğunu hatırlatmak
istiyorum” ifadelerini kullandı.